İron Man,iron man bekleneni verdimi,iron man hakkında
Oktay Ege Kozak
Sinema dünyası, beklenmedik sürprizlerle dolu. Herhangi bir filmi
izlemeden önce hakkında nasıl beklentilerimiz olursa olsun, izleyene
kadar belli bir kararda bulunmamız imkansız. Konu sinema olunca, ilk
bakışta hangi filmin iyi, hangi filmin kötü olacağına dair kesin
kurallar yaratmak zaman kaybı.
O
yüzden hayatım boyunca hiç bir film konusunda filmi izlemeden önce
kalitesi hakkında belli kurallar koymadım. Tek bir kural hariç: Açılış
jeneriğinde AC/DC, kapanış jeneriğinde ise Black Sabbath çalan hiç bir
film kötü olamaz. Özellikle açılış ve kapanış jeneriği arasında bulunan
“hikaye” dediğimiz bölüm, son yılların en eğlenceli süperkahraman
filmlerinden birini teklif ediyorsa.
Son bir kaç yıldır süper kahraman filmlerinde bariz bir gerileme yaşıyoruz. Geçen sene merakla beklenen Örümcek Adam 3, serinin hayranlarında hayalkırıklığı yarattı. Marvel’in “ikinci sınıf” kahramanları Ghost Rider ve Elektra ile yetinmek zorunda kaldık. 2008 yılında ise Amerika’nın gişe filmlerini vizyona soktuğu yaz aylarına Demir Adam ile sıkı bir başlangıc yapıyoruz. Artık peşinden The Dark Knight ve The Incredible Hulk başarıyla takip eder umarım.
Demir
Adam, serinin ilk filmi olarak (Devam filmlerinin geleceği o kadar
bariz ki, film şimdiden sonraki bölüme göndermede bulunan bir repliğe
sahip) bilindik olsa da sağlam bir hikaye yapısına sahip. İlk Örümcek
Adam’da olduğu gibi kahramanımızın başlangıç hikayesi filmin büyük bir
kısmını kapsıyor. Milyarder silah yapımcısı Tony Stark’ın teröristler
tarafından kaçırıldıktan sonra nasıl Demir Adam’a dönüştüğünü çabuk
montajlar yerine uzun sahnelerle izliyoruz.
Boylece hem
karakteri tanımamız için zamanımız oluyor, hem de yaklaştığını
bildiğimiz muhteşem özel efektli aksiyon sahnelerine olan beklentimiz
güçleniyor. İlk Süpermen filminden beri kullanılan bu yöntem, süper
kahraman filmleri için bence halen başarılı bir hikaye yaklaşımı.
Özellikle şu günlerde çoğu çizgi roman uyarlaması peşinde devam
filmleri getirdiğine göre, ilk film neden hikayenin başlangıcına
odaklanmasın?
Filmin mükemmel özel efektlerini, bağımsız sinema
dünyasından yavaş yavaş Hollywood’un en aranan yönetmenlerinden birine
dönüşen Jon Favreau’nun kontrollü olduğu kadar heyecan dolu
yönetimini şimdilik bir kenara bırakalım. Demir Adam’ı örneklerinden
daha yükseğe çıkaran, ayrıcalıklı kılan en önemli iki özellik Tony
Stark rolünde Robert Downey Jr.’un performansı, ve her tarafı sürprizlerle dolu Demir Adam kıyafeti.
Downey
Jr., başlangıçta kendini beğenmiş, egzantrik milyarder Tony Stark’dan
beklediğimiz karizma ve kendine güveni aşılıyor. Fakat ilginç olan
sonradan sattığı silahlar hakkında suçluluk duyan Stark’ın, geçirdiği
büyüme ağrıları süresince ona olan sempatimizin artması ve Stark’ın
bilinmedik insansı taraflarının yüzeye çıkması. Robert Downey Jr., film
boyunca karizmatik ve komik Stark ile duygusal ve iç çatışmadan yakınan
Stark arasında mükemmel bir denge yakalıyor.
Konu
Demir Adam kıyafetine gelmişken, sizi bilmem ama ben gelecek
doğumgünümde bir Demir Adam kıyafeti istiyorum. Türkçe'de yeterli
seviyede açıklayacak bir kelime düşünemiyorum, bu yüzden şimdilik bir
süper kahraman filminde gördüğüm en cool kıyafetlerden birine şahit
olduğumu itiraf etmeliyim. Pürüzsüz ve parlak yapısı, karizmatik
maskesi, elden ve ayaktan çıkan ışıltılı jet gücü, her tarafından
fırlayan silahlar ve roketler...
Kıyafet o kadar mükemmel ki,
uçarkan cep telefonunuzla bile konuşabiliyorsunuz. Filmin özel efekt
takımının kıyafetin bütün detayları üzerine uzun uzun kafa yorduğu
kesin. Transformers gibi bir felaketin rastgele bilgisayar
efekti demolarının yanında Demir Adam’ın mekanizması içinde her
parçasının bir sebebi olduğuna inanıyoruz, bu da illüzyonun içinde
kaybolmamızı kolaylaştırıyor.
Demir Adam, bir süredir sırtımı
döndüğüm süperkahraman filmi türüne olan inancımı yeniden güçlendirdi.
Şimdiden ikinci bölümü merakla bekliyorum. Hele ikinci filme göndermede
bulunan yukarıda bahsettiğim replik gerçekleşirse, o zaman daha da
merakla beklerim.